top of page

Türkiye'de

Arabuluculuk Sistemi

ntnlogo.png

Türkiye’de Arabuluculuk nedir? Nasıl arabulucu olunur?Arabuluculuk ile hangi işler (uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar) çözüme kavuşturulur? Kimler arabulucu olur? Arabuluculuğun günlük hayatımıza etkisi nelerdir? Bu sayfa, bu gibi soruların cevaplarını konu almaktadır.

 

Türkiye’de alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri de Arabuluculuktur. Türk Hukukunda yeni bir uygulama olmasına rağmen her geçen gün hızla yaygınlaşmaktadır.

Arabuluculuk, anlaşmazlıklara barışçıl yolla çözüm aranması olup sulh yolu ile çözüm aranmasında tüm taraflara (başvurucu,aleyhine başvurulan,alacaklı,borçlu, davalı,davacı,hakim,adliye çalışanı,arabulucu vb kişilere) önemli yükümlülükler düşmektedir.


 

Arabuluculuk Kavramı?
 

Arabuluculuk kurumu,arabulucudenilen bağımsız vetarafsız üçüncü kişi aracılığıylayürütülen esnek anlaşmazlıkların çözüm sürecidir.

 

Arabuluculuk, tarafların iletişim sorunlarının giderilerek sorunlarınkonuşulması,tartışılması, tekliflerin sunulması veüzerinde anlaşılabilecek alanların ortayaçıkarılması için olanak sağlar. Arabuluculuk süreci ağırlıklı olarakgönüllülük temelinde yürütülür. Arabuluculukta arabulucununkarar verme yetkisi yoktur.

Arabuluculuğun Avantajları ve Taraflara Sağladığı Faydalar Nelerdir?

Arabuluculuk bildiğimizdava sürecinegöre bir çok önemli avantajlar sunmaktadır.

Arabuluculuk, aylar hatta yıllarca süren davalara göre daha hızlıdır ve birkaç gün ya da birkaç haftaiçinde tamamlanır. Uyuşmazlıkların kısa sürede çözülmesi ile tarafların gündelik yaşamlarına dönmeleri anlaşmazlıkların meydana getirdiği psikolojik ve sosyolojik olumsuz etkilerin azalma imkanı sunmaktadır.

Ayrıca arabuluculuk süreci, yargı yoluna göre daha ekonomiktir. Yargılamaaşamasındaki gibi harç ve davanın başında yatırılması gereken keşif, bilirkişi, tanık ücreti gibi dava giderleri olmayacağından daha düşük maliyetli bir süreçtir. Keza, uzun süren yargılama sürecinde duruşmalara katılırken taraflarınharcadığı emek, zaman, yol vb. masraflara bu süreçte en düşük seviyeye indirilmektedir.

Yargılama sürecinde kendini ifade edebilme imkânı bulamayan taraflar, arabuluculuk sürecinde kendilerini rahatça ifade edebilir ve karşı tarafı dinleyip anlayabilirler. Arabuluculuk esnek bir süreçtir. 

Mahkemelerin iş yükünü hafifletecek, tarafların daha mutlu olacakları ve çabuk sonuçlanan bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olan arabuluculuk kurumuaracılığıyla kullanılmış olacaktır.

Arabuluculuk işbirliğine dayalı ve çekişmeli olmayan bir süreç olduğundan ve mutlaka taraflardan birinin kazanıpdiğerinin kaybetmesiyle sonuçlanmak zorunda olmadığından, taraflar arasındaki ilişkilerin korunması genellikle mümkün olur.

Ayrıca, yargılamadan farklı olarak arabuluculukta kontrol tamamen tarafların elindedir. Bu da tarafların müzakerelerde çok daha fazla söz hakkına sahip olması ve bunların sonucunu daha fazla kontrol edebilmesi anlamına gelir.

 

Süreçte kazanan ve kaybeden yoktur; taraflar haklı ya da haksız olduklarını kabul etmek zorunda değildir. Anlaşma her iki tarafın da onayıyla yapılır ve bu nedenlerle genellikle arabuluculukta tarafların memnuniyet seviyesi daha yüksektir. Arabulucu önünde yapılan konuşmalar gizli olduğundan mahkemede kullanılamaz.Bu nedenle taraflaristedikleri rahatlıkta konuşma özgürlüğüne sahiptirler.
 

Arabulucunun Fonksiyonu Nedir?
 

Arabuluculuk kurumu, arabulucu denilen bağımsız ve tarafsız üçüncü kişi aracılığıyla yürütülen esnek anlaşmazlıkların çözüm sürecidir.

Arabulucu taraflar arasındaki iletişimi sağlama fonksiyonu görmektedir. Taraflarla etkin bir iletişim içinde olan arabulucu taraflar arasında iletişimin kurulmasına destek olur; tarafların ihtiyaçlarına ve menfaatlerine dikkat çeker. Arabulucu tarafları karşılıklı olarak daha sakin ve samimi ortamlarda bir araya getirir.

Arabuluculuğun İlkeleri
 

Arabuluculuk sistemi Türk Hukukunda 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde kolaylaştırıcı arabuluculuk modelinin benimsendiği görüşü hâkimdir. Bununla birlikte 6325 Sayılı Kanun modern anlamdaki arabuluculuğun gerekliliklerini büyük ölçüde karşılayacak kapsamda düzenlenmiş, bu da arabuluculuğa hâkim olan bütün ilkelerin kanunda karşılık bulmasını sağlamıştır. Kanunda ayrıntılı olarak düzenlenen ilkeler şöyle sıralanabilir: 

1-İradilik, yani tarafların serbest istekleri ile sürecin başlaması, yürümesi ve bitmesi. 

2-Eşitlik, tarafların birbirinden yüksek değil birbirine eş olmasını ifade eder. 

3-Gizlilik, bu kurala göre görüşmeler gizlidir, ilgisiz kimselere açık değildir. 

4-Beyan ve belgelerin kullanılamaması. 

Kimler Arabulucu Olur ?

Arabulucu olmanın şartları şunlardır:
 

- Türk vatandaşı olmak, 

- Hukuk fakültesi mezunu ve mesleğinde en az 5 yıl tecrübeli olmak,

- Tam ehliyetli olmak ve kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak, 

- Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı ve sözlü sınavları geçmek.

Hukuk Sistemimizde Arabuluculuğun Yeri
 

Arabuluculuk, Türk Hukuk Sistemine 22 Haziran 2012 tarihinde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve birincil mevzuata ek olarak 26 Ocak 2013 tarihinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin yayımlanmasıyla uygulanmaya başlamıştır.Bu yasal değişiklikle,  tarafların uzun süren dava süreçlerine gerek kalmaksızın uzlaşabilmeleri hedeflenmektedir.
 

Hangi Dava Türleri Arabuluculuğa Elverişlidir?
 

Arabuluculuk Kanunun 1. maddesi uyarınca, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar da dâhil olmak üzere tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları arabuluculuğa elverişlidir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri işve işlemler; başka bir anlatımla, tarafların bir özel hukuk uyuşmazlığında sulh, kabul gibi hukuki işlemleri herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan yapabilmelerini, tarafların iradelerinin birleşmesinin bir hâkim kararı olmadan sonuç doğurabilmesini ifade etmektedir.

Günümüzde işçi-işveren ilişkisinden doğan kıdem ihbar ücret fazla mesai gibi alacakları içeren davalar, ticari ilişkilerde ticari alacakları içeren davalar için arabuluculuğa daha çok başvurulmaktadır.Her geçen yıl arabuluculuğun faaliyet alanının genişleyeceği düşünülmektedir.

Bunun yanında her uyuşmazlık arabuluculuğa elverişli değildir. Mesela; aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Kamu düzeni kavramı tek başına uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olup olmadığını anlamak için yeterli değildir. Bu kavramın içinin doldurulması her somut olaya göre değişecektir. Bu husus Yargıtay içtihatları ve gelişecek Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) içtihatları ile belirlenecektir.

Yargılama (dava) süreci devam ederken
arabuluculuğa gidebilir misiniz ?

 

Yargılama (dava)süreci devam ederken başvurulan arabuluculuğa“Mahkeme Temelli Arabuluculuk” da denilmektedir. Taraflar; yargılama sürecinden önce arabulucuya başvurulabilecekleri gibi yargılama süreci başladıktan sonra da arabuluculuğa başvurabilirler.

Dava açılmadan önce taraflar arabulucu aracılığıyla uzlaşırlarsa dava açılmasına gerek kalmaz. Ancak eğer bu uzlaşma gerçekleşmez ise taraflar uzlaşmak için dava yoluna başvurmak zorunda kalacaklardır. Taraflar dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmamış iseler, dava açıldıktan sonra hakim tarafından arabuluculuğa yönlendirilirler.

 

Bunun sonucunda bir uzlaşma gerçekleşirse, uzlaşılan şartlar kabul edilir ve davanın devam etmesine gerek kalmaz. Ancak uzlaşma gerçekleşmezse dava devam eder ve taraflar dava süreci ile uzlaştırılırlar.

Arabuluculuk Süreçleri hakkında bilgi almak için aşağıdaki bağlantıyı kullanın.

bottom of page